Antioksidan Nedir?
Kimyasal bir maddedir. Vücudumuz tarafından üretildiği gibi dışarıdan gıda yoluyla da alınır.
Dışarıdan gıda yoluyla alınan en önemli antioksidanlar A, C, E vitaminleri ve Selenyum’dur.
Bu kimyasallar vücuda alındıklarında metabolik faaliyetler sonucu oluşan serbest radikallerin oluşumunu önler.
Serbest radikallerin hücreye zarar vermesini engelleyen antioksidanlar böylece yaşlanmanın olumsuz
etkilerini de geciktirici özelliğe sahiptir.
Ciğerlerimize çektiğimiz hava vücudumuzun içinde serbest radikaller denilen zararlı maddelerin oluşmasına neden olurlar.
Antioksidanlar bu serbest radikaller ile savaşarak vücudumuza zarar vermelerini engeller.
Antioksidan’ın Faydaları Nelerdir?
Antioksidanlar serbest radikallerin sebep olabileceği tüm rahatsızlıklara karşı vücudu korur. Özellikle kalp rahatsızlıkları,
diyabet, makula dejenerasyonu ve kanser gibi hastalıklar başta olmak üzere bulaşıcı özellik gösteren hastalıklara karşı da
koruyucu önlem teşkil eder. Antioksidan bu rahatsızlıkların tedavisinde değil, bu rahatsızlıklara yakalanmamak için koruyucu
önlem olarak kullanılmalıdır. Serbest radikaller hastalıklara yol açtığı gibi ileri yaşlarda ortaya çıkması beklenen bazı
hastalıkların da daha erken yaşlarda ortaya çıkmasına sebep olur. Bu bağlamda, antioksidanların yaşlanma belirtilerini de
geciktirdiği çok rahatça gözlemlenebilir.
NATUREL BALIN TOPLAM ANTİOKSİDAN ÖZELLİĞİNİN FAKTÖRÜ
İstanbul Üniversitesi, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (DETAE) de yapılan bir araştırmanın sonuçlarında.
En riskli üç meme kanseri hücre tipi laboratuvar ortamında sahte bal, çam balı, kestane balı, sedir balı,
çiçek balı gibi bal çeşitleri ile muamele edildiğinde sahte balın meme kanseri hücrelerinin hızla gelişmesini sağladığını,
buna karşılık gerçek bal çeşitlerinin meme kanseri hücrelerinin gelişimini hızla önlediğini gözlemlemişler. En yüksek etkiyi
toplam antioksidan özelliği yüksek gelen balın gösterdiği gözlenmiştir. İşte doğadaki muhteşem denge. Bitkisel olduğu halde
şeker/ glikoz şurubundan hazırlanan sahte bal, kanser hücrelerini geliştirirken, yüzde 80-85’i şekerden (glikoz, früktoz, vd.)
ibaret olan doğal bal önlüyor. İşin sırrı balın içerisinde binde 1-2 gibi düşük oranda bulunan polifenolik bileşiklerde.
Arılar bu polifenolik bileşikleri çiçeklerden, polenlerden sağlıyor. Bu bileşiklerin toplamı baldaki toplam antioksidan
özelliği olarak ölçülmektedir.
KANSER
Balın etkileri arasında kanseri engellemesi de yer almaktadır. Kansere sebep olan serbest radikaller, belirli faktörlere
maruz kalması sonucu harekete geçer ve kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlarlar. Bu büyüme tümör oluşumunu
sağlamakta ve bu durum kansere sebebiyet vermektedir. Serbest radikaller ile savaşmak için de bol miktarda antioksidan
almanız gerekmektedir. Almış olduğunuz antioksidanlar, serbest radikallerin zararlı etkilerini ortadan kaldıracaktır.
Balın kanserojen maddeleri önleyici etkisi ve tümör oluşumunu durdurucu etkileri bulunmaktadır. Bu da tümör ve kanser
önlemede balın bu önemli görevini bir kez daha gözler önüne sermektedir.Balın genel olarak en etkili olduğu durumlardan
bahsetmiş bulunmaktayız. Şimdi de balın dolaylı olarak faydalı olduğu durumlardan bahsetmek istiyorum. Midesel
düzensizliği ve ülseri indirger yani etkilerini azaltır. Anti bakteriyel ve anti mantarsal etkilere sahip olan bal,
bu etkileri arıların bal yapımı esnasında hidrojen peroksit enzimini ilave etmeleri sonucu oluşmaktadır. Ayrıca balın
enerji verici özelliği ile atletik bir yapıya sahip olabilirsiniz. Bunu da glikojen seviyenizin artması sayesinde
gerçekleştirebilirsiniz.