Kudret Balı

   Olcay Fatih Yıldırım

 

KUDRET BALI

 

 

Bu yazı salgı balı veya kudret balının oluşumu ile ilgili yapılan gözlemler ve kutsal kitaplardaki anlatımlar ele alınarak balın oluşum hikâyesi izah edilecektir. Kırklareli Yıldız dağları bölgesi meşe ağaçlarınca zengin bir bölge olup her yıl onlarca ton salgı veya kudret balının toplandığı nadir bölgelerdendir. Demirköy Yıldız Dağları'nda, arıların yaz aylarında meşe ağaçlarından topladığı meşe balını üreten ve aynı zamanda Demirköy Bal Üreticileri Birliği Başkanlığını yapan Emirhan Unsur; köydeki eski arıcılardan duydukları ve kendi gözlemlerine göre yaz aylarının bazı günlerinde gündüz hava sıcaklığının 35 derecenin üstüne çıktığında aynı günün gecesinde sıcaklığın 18 derecenin altına düştüğü  yaz aylarının birkaç gecesinde, gökten kudret balının yağdığını ifade etmektedirler.  

 

Acaba havadan yağdığı söylenen meşe balının oluşumunda bir hikmet mi var diye araştırdığımızda, bir benzerlik olabilir mi diye Kur’an-ı Kerim’de ve diğer kutsal kitaplarda da bahsi geçen, Hz. Musa'nın kavmine gökten helva yağdırıldığı ayetini tekrar anlamaya çalışalım. 

 

Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde; Ve üstünüze o bulutu gölgelik yaptık ve size kısmet ettiğimiz hoş rızıklardan yiyin diye üzerinize hem kudret helvası hem de bıldırcın indirdik. Bize zulmetmediler, lakin kendilerine ediyorlardı.” (Bakara 2/57) Ayet-i kerimede bahsi geçen yer Elimi ile Sina arasındaki Sina Çölü’dür  

 

Müfessirler, Kudret Helvası'nın (Menn) ne anlama geldiği konusunda değişik görüşler ileri sürüyor. Ali Bin Ebu Talha, İbn Abbas'tan naklederek 'Kudret helvası, onların üzerine ağaçlara iniyordu ve onlar bu helvadan istedikleri şekilde yiyip besleniyorlardı' diyor. Mücait ise Kudret helvasının yapışkan bir şey olduğunu belirtiyor. Kitab-ı Mukaddes'te anlatıldığı üzere yetiştirilmeden ortaya çıkan kudret helvasının, neredeyse görünmeyecek kadar küçük böceklerin açtığı minik deliklerden sızan bitki özsuyunun kurumasıyla veya özsuyunu içen böceklerin salgıladığı tatlı sıvıyla oluştuğu belirtilir. 

 

Meşe balı üzerinde yapılan bilimsel çalışmalara baktığımızda Yıldız dağları bölgesi meşe ballarının çiçek ballarından farklı bileşime ve biyolojik aktif değere sahip olduğunu, bu balların mineralce ve tanenlerce zengin, ballar olduğu,  Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı ve ekibinin yapmış olduğu çalışmalarda ifade edilmektedir. Oldukça koyu renge sahip meşe balının antibakteriyal değerinin de yüksek olduğunu ifade etmektedir.   

Related image


  Şekil. 1. Meşe palumatundan çıkan sıvı, meşe balının oluşumundaki etkenlerden bir tanesi

 

 

 Meşe balının yaz aylarında oluşmasının hikmetini bitkileri incelediğimizde daha iyi anlıyoruz.  Bitkilerde terleme yaz aylarında havaların çok sıcak olduğu günlerde, yetişkin bir ağacın kökleri yardımı ile yani minicik borulardan geçen mükemmel bir düzen içerisinde yukarı hareketi ile açıklayabiliriz. 50 ile 60 metre yükseklikteki bir ağaç, bu suyu 0,5 m/s ile 10 m/s arasında değişen hızlarda nasıl bu kadar yükseğe çıkartarak topraktan yaklaşık 200 litre su çekebiliyor? Buna emme kuvveti de denir. Yapraktaki terleme ise kaldırılan bu suyun daha yukarı çekilmesini sağlayan, yer çekimine zıt bir kuvvetin oluşmasını sağlar. Terleme büyük oranda yapraklarda bulunan stomalar ile gerçekleştirilir. Suyun stomalardan buhar halinde atılmasına terleme denir. Sıcak yaz günlerinde ormandaki ağaçların terleme sonucu oluşturduğu su buharının, gece serinliğinde yoğunlaşması sonucu tekrar ağaçların üzerine çiğ ya da Demirköy’deki köylülerin değişiyle basra düşmesi oluşmaktadırMeşe ağaçlarının tepelerinin üzerine düşen bu çiğ ve ağacın özsuyu ile beslenen ağaçların tepesindeki filizlerde yuvalanan küçük bir canlı olan Psyllid yaprak biti, bu suyu emerek beslenir. Bu suyu sindirirken az miktarda protein sindirir ve suyun geri kalanını şekerleri, tanenleri ve sindirilmeyen diğer fenolik bileşenleri tatlı bir sıvı olarak çıkartır. Mineral, amino asit ve  tanenlerce zengin karışım bala sirayet etmektedir.  Böcek dışkı olarak da ifade edilen bu salgı balının oluşumunun akıl almaz hikâyesi, tüm dikkatleri bu balın hikmetli bir bal olduğunda birleşiyor.  Meşe balı Avrupa’nın bazı bölgelerinde çok değerli olup genellikle çiçek balından daha yüksek fiyata satılır. Bu bal sadece insanlar için değil arılar, karıncalar ve birçok canlı için  değerli bir besin kaynağıdır. 

Meşe balının oluşumu iklim özelliklerine çok bağlı olduğu için bazı yıllar bir ya da 2 gecelik bir yağıntı ile (basra düşmesi) kovanların dolup taştığı ve iklim değişikliklerinin meşe balı üretimini etkilediği,  görülmektedir.  Mevsim sıcaklıklarının artması ile Anadolu’nun değişi kesimlerin ve özellikle Karadeniz bölgesinde bu balın son yıllarda daha sık görüldüğü de ifade edilmektedir. 

 

Kuşkusuz böcek dışkılarından ziyade havadan yağan bir kudret balı olarak düşünmek daha fazla iştah açıcıdır. 

 

 

 

 Şekil 2.  Yaprak bitlerinin bitki özsuyu ile beslenmeleri ve sindirilemeyen bitki özsuyunun atılması  

 

 

Ayet-i celilede geçen, lezzetiyle adından bahsedilen bıldırcın kuşu, bir göç hayvanı olduğu için kuzeyde Rusya bölgesinde yazı geçirdikten sonra Eylül ayının sonu Ekim ayının başında göç etmeye başlar. Bu göç yollarını incelediğimizde, yurdumuzun Trakya ve Karadeniz bölgelerinden geçtiğini görüyoruz. Bu bölgelerin sahil kenarlarında oturan bıldırcın meraklılarının anlattıklarına göre, her sene göç mevsiminde Rusya’dan akşam hava kararınca kalkan bıldırcın sürülerinin Karadeniz’de bulutlu ve yağmurlu bir havaya yakalandıklarında tüyleri ıslandığı için yağlı olan vücutlarını taşıyamayıp yere inmek zorunda kaldıklarını, fakat denize inemedikleri için gördükleri ilk kara parçasına ve sahillere havadan bıldırcın yağar gibi düştüklerini anlatıyorlar. Yağışlı havalarda bıldırcın düşmesini bekleyen bıldırcın meraklılarının ise bıldırcınları elle topladıklarını, her sene bu göç mevsimini sabırsızlıkla beklediklerini ifade ediyorlar. 

 

 

 

                                                                                 Şekil 3. Bıldırcınların göç yolu haritası    

 

 

Demek oluyor ki ilahi kitabımızda bildirilen men ve selva  (kuş eti ve helva)’nın büyük bir ihtimalle salgı balı ile bıldırcın eti olduğu karşımıza çıkmaktadır. Ormanlarımıza sahip çıkar onları kesmek yerine gençleştirip daha da çoğaltır, bilinçli avcılık yapıp göçmen kuşlarını korursak, farkında olmadan her sene faydalandığımız Kudret balı ve bıldırcın gibi nimetlerin gelecek nesillerin de faydalanmasını sağlayabiliriz. Unutmayalım, doğa bize atalarımızdan miras kalmadı çocuklarımızdan ödünç aldık sözü bunu çok güzel ifade ediyor. 

 

Yaradan’ın, dünya kurulduğundan kıyamete kadar bizi bu nimetlerden mahrum etmeyeceği kuşkusuz. Fakat bizim aç kalma korkumuza ve şükrümüzün azlığına rağmen, dolaylı yollardan bize ulaşan bu nimetlerin, âdemoğlu olarak biz ne kadar farkındayız acaba?